Nebahat’in Kuyusu
1, 2, 3, 4, 5… Kuyunun dibi hala aynı. 6, 7, 8… Dışarısı uzaktan pek güzel gözüküyor. Görünen mi aldatıcı, gören mi? Kendini tekrarın da bir sınırı var, diye düşünüyor […]
1, 2, 3, 4, 5… Kuyunun dibi hala aynı. 6, 7, 8… Dışarısı uzaktan pek güzel gözüküyor. Görünen mi aldatıcı, gören mi? Kendini tekrarın da bir sınırı var, diye düşünüyor […]
Anlamak ve bilmek istemediğimde, uğultu yapıyor kulaklarım. Bir şeyler söylüyorlar, duyduğum tek şey; uğultu. Uğulduyorsunuz kulaklarımda. Uğultunun içinden bile canımı sıkıyorlar. Hiç duymamak için kuyuya düşmüştüm bir keresinde, bile bile. […]
“Mavi kurşununla, göğsümden vuruldum, diyor şarkıda. Duyuyorsun dimi?” Mavinin ışığından, gözlerim kamaşıyor. Dalga geçerek geçiştirenler en derin sularda yüzüyor. Diğerleri ne yapıyor bilmiyorum. Suyun dibinden yukarısı gözükmüyor. Dipte olan her […]
Sarhoş bir şarkıcının sahneden düştüğü o görkemli anı hatırlat kendine. Şarkının en yüksek ve derin yerinde. Elinde içki şişesi ve mikrofonuyla sahneden yuvarlanış anı. Bunu görenler, düşüşü gösterinin bir parçası […]
Kendi kendimi üzdüm bugün. Başkasına pek fırsat tanımıyorum bu konuda. Eski kutuları açıp, kalbimin üstüne koyuyorum. Eskiden tam boşluğuna uyuyordu. Artık uymuyor. Tuhaf bir hüzün bu, Turgut Uyar’ı daha iyi […]
Çok çabuk kapılıp, kabuğun altında kendine yeni dünyalar inşa ediyorsun. Kabuk çelikten olsa da içi kırılgan, içi yumuşacık dolgulu leziz bir çikolata -hani reklamlardaki gibi- üstelik sen çikolata sevmiyorsun. Neye […]
Plastiğin ve nükleer atıkların doğaya verdiği kadar zarar veriyorsun bana. Nükleer başlıklı füzeler, içimdeki kulelerden birbirine fırlatılıyor. Hoop güm, hoop güm. Kim kimi devirecek? Kazanan kaybettiklerinin farkına varamayacak kadar zafer […]
Kimin en üst katmanda sarayı olduğunun ne önemi var? Hep birlikte değil miyiz? Dünyada ‘aşağılık’ ilan edilen şeylerden, daha aşağılıkça şeyler var. Bir şeylerin toplumun belirli bir çoğunluğu tarafından onaylanması […]
Eğilip bükülmeden giremedin o kapıdan içeri, eğilip bükülmeden anlatamadığın gibi… “Sen var ya, burnun düşse, eğilip de almazsın yerden. Öyle de bir kibir sendeki!” derler. Ne bilirler? Şu asılsız ihbarlardan, […]
Başkasının hatır gönül işleri için, kendi içindeki birinin gönlünü kırdın. Kimseyi uyandırmayayım derken, evi başımıza yıktın. Sana parmak ucunda yürümeyi öğretemezdim. Çünkü zarafet, sonradan öğrenilmiyordu. Eski filmlerde adab-ı muaşeret dersleri […]